Artık tatil planlamak, yüzlerce sekme arasında kaybolmak demek değil. Yapay zekâ destekli seyahat asistanları, geçmiş tercihlerinizi, bütçenizi ve anlık bağlamı değerlendirerek kişiye özel bir seyahat taslağı çıkarıyor. Sadece en uygun uçuşları değil; ruhunuzu besleyecek aktiviteleri, gastronomi duraklarını ve konaklama seçeneklerini de birkaç saniye içinde önünüze getiriyor.

Diziler, filmler ve romanlar artık rotaları belirliyor. Özellikle Z ve Y Kuşağı için bu akım oldukça cazip. Çünkü Set-Jetting, favori sahnelerin çekildiği şehirleri keşfetme fırsatı sunuyor. Benzer şekilde Edebiyat Turizmi de kurgusal karakterlerin izinden gitmeyi mümkün kılıyor. Tur operatörleri, artık yalnızca konaklama satmıyor; bir hikâyenin parçası olma deneyimi sunuyor.

Gezginler artık yalnızca manzarayı değil, o manzarayı koruyan etik değerleri de sorguluyor. Bu nedenle karbon ayak izi, yerel ekonomiye katkı ve doğayla uyum gibi kriterler ön plana çıkıyor. Kurumsal portallar, her uçuş ve konaklamada anlık karbon raporları sunuyor. Oteller ise “daha az zarar” anlayışından öteye geçerek, rejeneratif turizm modellerini benimsemeye başlıyor.

Ofis kavramı sınırlarını kaybetti. Dijital göçebeler artık yalnızca tatil yapan değil, dünyanın her yerinden çalışan yeni bir kitleyi temsil ediyor. Bu yeni yaşam tarzı için konaklamalar; yüksek hızlı internet, sessiz çalışma alanları, topluluk etkinlikleri ve IoT destekli akıllı odalar ile yeniden tanımlanıyor. Mobil check-in/out, temassız anahtarlar ve kişisel otomasyonlar, evden çalışma konforunu tatille birleştiriyor.